08 Ağustos, 2010 - İzlenme: 2599
On bir ayın Sultanı Ramazan ayının nuruyla nurlanmış, bu mübarek ayın feyziyle dopdolu bir dergi daha zuhûra geldi… Her sayıda sizlere klasik dergi anlayışı dışında, her sayısı başka başka yeniliklerle, bahsedilmemiş konu ve kişilerle bezeli bir dergi sunmanın mutluluk ve heyecanı bizi sarıyor…
Bu sayımızda da Ramazan-ı Şerif’in öneminden, orucun manevi boyutlarından, ülkemizde ilme ve irfana hizmette zirveleşmiş şahsiyetlerden, kıymetli ilim adamlarımızın değerli kalemlerinden sizlere bir şeyler ulaştırabilmenin gayretini yaşıyoruz.
Biz çıktık manevi arazilere, zahir ve batın kovanlarından petek petek içi bembeyaz hâlis bal dolu makaleler topladık. Tekrar tekrar bu ilm ü irfan kovanlarından bizlere ballar ikram eden yazarlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.
“Men lâ yeşküru’n-nâs, lâ yeşkürullâh / İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a (c.c) şükretmiş sayılmaz” hadis-i şerifini de hiç unutmamak lazım.
Gönüllerimizi şöyle bir açalım; manevi göklere uçalım, Şehr-i Ramazan’ın her biri bir yıldız olan günlerini değerlendirelim. Sanki bir Okyanustur ramazan ayı, girip kirlerimizden paklanalım…
Hep deriz; eski Ramazanlar, ah eski Ramazanlar… Şöyleydi, böyleydi… Bundan 15-20 sene evvel bile ayrı bir tadı vardı, deniyor. Minareleri gözlerdik şerefelerin lambaları yakılsın diye, ya da iftar topu atılırdı, hep beraber teravihlere gidilirdi, sahura kalkmak ayrı bir zevkti. Havada Ramazan ayı havası vardı. Şimdi kalmadı mı yoksa o hava… Rüzgardı esip geçti mi? Belki Ramazan ayı ve havası manevi kokusu duruyor yerinde ama geçip gidenler insanların kalbindeki, ruhundaki manevi duygular oldu. Ruhsal yozlaşma ve erozyon, ortalığı yıkıp geçti.
Bazı gazeteler bir anda rant amaçlı Müslümanlaşıyorlar (!). Sanki daha dün İslam’a Müslümanlara saldıranlar aynı gazeteler değilmiş gibi… Bir gidişat var, herkes bunu söylüyor ama nereye gidildiğinin farkında değiliz. Şu anki gençliğin kaçı Ramazan’dan oruçtan bîhaber, namazsız, biliyor muyuz? Eskiden bu ayda sokakta su içmeye çekinirdi oruç tutmayanlar, peki ya şimdi… Uzun boylu anlatmaya gerek yok hep gözümüzün önünde olan örnekler.
Yapılacak nedir? Fert olarak herkes kapısının önünü süpürürse sokaklar tertemiz olur. Ailemizde İslâmî hayata tekrar dönüşü, ruhlarımızı şarj edip doldurmak için en önemli fırsat olan Ramazan ayını değerlendirerek başlatalım. Kur’ân ayı olan, oruç ayı olan, namaz ayı olan bu ayda Rabbimize dönelim ve kalan on bir ayı da bu şekilde devam ettirelim. Yoksa bu erozyonun içinde kalırız ve hüsrana uğrayanlardan oluruz Allah korusun!
Ey Müslüman kalk! Silkelen ve kendine gel! Uyuyanları uyandır. Bunu da yumuşaklıkla yap. Dünya geldi geçiyor, yarın âhiret pazarında yüzün ak olsun istersen abdestini al, yüzünü yıka, Rabbinin huzûruna dur…
22 Temmuz, 2010
02 Eylül, 1994
31 Temmuz, 2015
16 Aralık, 2023
11 Ekim, 1995
25 Ağustos, 2006
29 Ekim, 2017
15 Haziran, 2007