11 Mart, 2012 - İzlenme: 194923

Merhabalar Efendim, Ben, Yüce Peygambere karşı hiçbir itirazda bulunmadan Sağ elimi, onun adâletli eline uzatıyorum. Şimdi söz, O’nun sözüdür “Şüphe yok ki; Rasûlullâh doğru yolu gösteren bir nur, kötülükleri yok etmek için Allah’ın sıyrılmış keskin ve yalın kılıçlarından bir kılıçtır...” Ka‘b b. Züheyr isimli şâir, meşhur Kasîde-i Bürde’nin bu kıtasını okuduğunda Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem üzerindeki mübarek ridâsını çıkararak ona giydirdi. Hâlbuki Ka‘b, o ana kadar hakkında ölüm fermanı olan biriydi. Sevgili Rasûl yine “af yolunu” tutmuş, üstelik şâire bir mükâfat, ümmetine de bir hatıra olmak üzere Hırka-i Şerîfi hediye etmişti. Bu âli davranışın temelinde; Af, merhamet, muhabbet, hamiyet… Çanakkale’de süngülediği düşman askerinin yarasını gömleğinden kopardığı bezle sarıp sarmalayan, kendi yarasını ise yerden kopardığı kuru bir otla bastırmaya çalışan Mehmetçiğin ruhunu aldığı, boyasıyla boyandığı Aziz Peygamber… Şeyhi Akşemseddin’in irşadıyla fethi gerçekleştiren Fâtih’in, Ayasofya’da, önünde diz çöken patriğe: “Ayağa kalk, ben Sultan Mehmed! Sana ve arkadaşlarına söylüyorum ki; bugünden itibaren artık ne hayatınız, ne de hürriyetiniz hususunda benim gazabımdan korkunuz…” şeklindeki buyruğu da Cenâb-ı Peygamberin (s.a.s) ahlakından mülhemdir aslında. Ruhu, Ravza-i Tâhire’nin parmaklıklarına takılıp kalan Sudanlı âşığın; Yâ Nebî, şu halime bak! Nasıl ki bağrı yanar, gün kızınca sahranın; Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın! mısralarıyla özlemini taçlandırdığı Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem şüphe yok ki; Âlemler için bir rahmet, İnananlar için en güzel bir örnek, Bir uyarıcı, Bir müjdeleyici, Bir korkutucu, Allah’a giden yolda bir nur, parlak bir kandildir. O’na layık bahtiyarlar zümresine dâhil olabilmemiz dua ve temennisiyle, Cenâb-ı Allah’a emanet olunuz…

02 Eylül, 1994

22 Temmuz, 2010

23 Mayıs, 2004

05 Ekim, 2011

12 Aralık, 2021

10 Şubat, 2021

02 Kasım, 2016

20 Aralık, 2018