31 Ekim, 2015 - İzlenme: 45171

Zaman ne kadar da hızlı akıyor değil mi? Doğan büyüyor, büyüyen yaşlanıyor ve ennihâye ömrü hitâma eren, hâk ile yeksân oluyor. Acaba insanoğlu hayat ile ölüm çizgisi arasında gidip gelirken yüce Yaradan’ın kendisine ihsan ettiği onca nimetin kadr u kıymetini takdir edebiliyor mu?
Bir gül gibi sararırsın
Teneşire uzanırsın
Sen kendini ne sanırsın
Ölüm sana gelir bir gün
Aldanma hiç gençliğine
Güvenme hiç kimliğine
Kavuşursun benliğine
Ölüm sana gelir bir gün
Etin çürür toprak olur
Ağaç dalın yaprak olur
Sanma ondan kaçmak olur
Ölüm sana gelir bir gün.
Ölümü unutma düşün
Sonra O’nadır dönüşün
Kötü yolda nedir işin
		Ölüm sana gelir bir gün
		 
		Bakarsın ki yolun sonu
		Olursun masala konu
		Sakın unutma sen bunu
		Ölüm sana gelir bir gün
		               Zülcenâheyn
		
		Dini anlamamız ve Hz. Peygamber’i (s.a.s) tanımamız noktasında rehber ittihaz ettiğimiz âlimler; haramlığı kesin olan şeylerden imtina etmemiz, şüpheli halleder de temkinli olmamız hususunda bizleri yeterince ikaz ediyor mu?
Yoksa var olan çarpık ve yanlış din algısı, uzun soluklu ve büyük medeniyetler kuran geleneğimizden kopmalar, tek kaynaklı (Kur’ân), dolayısıyla da tek yönlü bakış açısı, Sünnet üzerine atılmaya çalışılan şüphe tohumları… bizim âlimlerimizin(!) eseri mi?
Tarihte bilinen İslâm ve Müslüman muarızı batıl inançlara ve İslâm medeniyetinin temel prensiplerine yabancı kültürlere karşı sempati duyanlar ve neredeyse tam bir teslimiyetle teslim olanlar bizim din bilginlerimiz mi yoksa?
İşte bu noktada saygıdeğer Hocamız Abdullah Demircioğlu, gerçek âlimin vasıflarını ve bu husustaki temel umdeleri bir hadis-i şerif üzerinden ortaya koymaktadır.
Öyle ya;
Âlimin kalben, zihnen, kavlen ve fiilen zelleye/hataya ve bir anlık gaflete dahi düşmesi, İslâm ümmeti için kelimenin tam anlamıyla talihsizlik olur. Çünkü onlar İslâm toplumunun kandilleri mesabesindedir. Onlarla yolumuzu izimizi bulur, selamete ereriz.
Bu münasebetle böylesi âlimlerden olan büyük veli Mustafa Hayri Öğüt Efendi’yi de saygı ve minnetle yad ediyoruz bu sayımızda.
Bir sonraki sayıda görüşmek üzere Allah’a emanet olunuz.
Bakî ve kevserî selamlar…

20 Nisan, 1997

07 Ocak, 1994

19 Ekim, 2020

18 Temmuz, 2013

25 Aralık, 2010

20 Nisan, 1997

09 Haziran, 2021

18 Temmuz, 2013