25 Aralık, 2010 - İzlenme: 8009

	
	Zamânı durdurun
	Ve ona sorun
	Ölmesin kimse
	Kimse yaşlanmasın.
	Solmasın çiçekler
	Kimse ağlamasın
	Bu kâbil mi?
	Hayır, asla...
	Zaman durmuyor,
	Akıp giden dakikaların
	Önü alınmıyor.
	Bunu yapamayan insan neye gururlanıyor?
	Dünyâ dönüyor
	Güneşler batıp
	Güneşler doğuyor
	Ve eninde sonunda
	Herkes O'na dönüyor.
	Geldiği gibi
	Gittiği gibi
	Ölüyor.
	Hala makul olmayan sorular
	Şu insanlar soruyor.
	Sonum ne?
	Ne olacağım?
	Nasıl ölüp de
	Haşrolacağım?
	Çürümüş kemikler hiç dirilir mi?
	Ölen, kaybolan geri getirilir mi?
	Bunu sorarlar
	Fakat bunlar
	Ne yazık, bin yazık
	Ona inanmazlar
	O büyük haberi
	Niye sorarsın?
	İstihzâ edip de
	Sen inanmazsın.
	Bileceksin bir gün
	İnkâr ettiğini
	Göreceksin o gün
	Yapıp ettiğini.
	Göklerini kim çattı
	Masmâvi olarak?
	Sonra orada duran
	Ayı, yıldızları
	Güneşi
	Kim parlattı?
	Suyu indiren
	Yağmuru yağdıran
	Yoksa sen misin?
	Ey tabiatçı
	Olma sen sakın
	Böyle inatçı
	Bir damla suyu içemeyeceksin
	Âhirette inkar sebebinle sen.
	Azaptan başka şey
	Göremeyeceksin.
	Artar azâbın
	Orada her an
	Ne olur sen de gel
	Fırsat kaçmadan.
	O'na tam inan
	Yarattı Allâh
	Yerleri, göğü
	Yeri kıldı beşik
	Gökleri tavan
	Düşürme dilinden
	Tesbihle
	Zikirle
	Hamdla
	Şükürle
	Yoluna ol kurban
	O’nu (c.c.) devamlı an
	Vesselâm.
	 
	Abdullah Demircioğlu

08 Kasım, 2011

09 Nisan, 2012

26 Aralık, 2020

16 Kasım, 2011

30 Ağustos, 2014

15 Nisan, 2014

23 Şubat, 2017

04 Ekim, 2018