15 Aralık, 2017 - İzlenme: 5495
Müslümanlar için ise peygamberler şehri olmasının yanında, Hâtem-ül Enbiya Hz.Muhammed (s.a.v.)’in İsrâ ve Mi’rac mucizesinin gerçekleştiği mübârek bir yerdir. Bu kutlu ve mübârek belde, miladî 637 yılında Hz.Ömer (r.a) döneminde Müslümanların hâkimiyetine geçmiştir. Bu tarihten itibaren, yüzyıllar boyunca “Barış Şehri” anlamına gelen “Dâr’üs Selâm” ismiyle tavsif edilmiştir. Ne yazık ki bölge, 1917 yılında Osmanlı’dan koparılmış ve ilerleyen yıllarda da çeşitli oyunlarla bir avuç azınlığın tahakkümüne bırakılmıştır. Böylelikle, yarım asırdan fazla bir süredir Kudüs ve Filistin bölgesi “Barış Şehri” olma vasfını yitirmiştir. Kaostan ve savaştan medet uman bir azınlık, gün geçtikçe Müslümanlara uyguladığı zulmü ve haksız bir şekilde işgal ettiği toprakları arttırmıştır. Bu durumun kabul edilebilir hiçbir tarafı yoktur. 13 Aralık 2017 tarihinde Türkiye’nin gayretleriyle “Kudüs’le Dayanışma İçin Birlikte Hareket” teması çerçevesinde toplanan İslâm İşbirliği Teşkilatı İslâm Zirvesi Konferansı’nda, Kudüs’ü Filistin’in başkenti olarak tanıma kararırının alınması son derece önemli ve memnuniyet vericidir. Bu karar, genelde Filistin özelde de Kudüs davasının sahipsiz olmadığının göstergesidir. Unutulmamalıdır ki, günümüzde İslâm Ümmeti’nin karşı karşıya olduğu sıkıntılar, ancak bu şekilde birlik ve beraberlik içinde hareket edildiğinde bir çözüme kavuşabilir.
Bu itibarla, Yedi Kubbe Sufî Gençlik Derneği olarak bizler, Kudüs meselesini ve dolayısıyla Filistin davasını yüreğimizde bir sızı olarak hissediyor, haklı davalarında Filistin halkının ve Kudüslülerin yanında olduğumuzu, başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin’e giden yolda kardeşlerimize olan desteğimizi te’yid ediyoruz.
15 Aralık, 2017
28 Nisan, 2021
30 Nisan, 2022
06 Mayıs, 2013
24 Kasım, 2013
06 Şubat, 2023
02 Ocak, 2014
21 Nisan, 2024