25 Aralık, 2010 - İzlenme: 8185

Zamânı durdurun
Ve ona sorun
Ölmesin kimse
Kimse yaşlanmasın.
Solmasın çiçekler
Kimse ağlamasın
Bu kâbil mi?
Hayır, asla...
Zaman durmuyor,
Akıp giden dakikaların
Önü alınmıyor.
Bunu yapamayan insan neye gururlanıyor?
Dünyâ dönüyor
Güneşler batıp
Güneşler doğuyor
Ve eninde sonunda
Herkes O'na dönüyor.
Geldiği gibi
Gittiği gibi
Ölüyor.
Hala makul olmayan sorular
Şu insanlar soruyor.
Sonum ne?
Ne olacağım?
Nasıl ölüp de
Haşrolacağım?
Çürümüş kemikler hiç dirilir mi?
Ölen, kaybolan geri getirilir mi?
Bunu sorarlar
Fakat bunlar
Ne yazık, bin yazık
Ona inanmazlar
O büyük haberi
Niye sorarsın?
İstihzâ edip de
Sen inanmazsın.
Bileceksin bir gün
İnkâr ettiğini
Göreceksin o gün
Yapıp ettiğini.
Göklerini kim çattı
Masmâvi olarak?
Sonra orada duran
Ayı, yıldızları
Güneşi
Kim parlattı?
Suyu indiren
Yağmuru yağdıran
Yoksa sen misin?
Ey tabiatçı
Olma sen sakın
Böyle inatçı
Bir damla suyu içemeyeceksin
Âhirette inkar sebebinle sen.
Azaptan başka şey
Göremeyeceksin.
Artar azâbın
Orada her an
Ne olur sen de gel
Fırsat kaçmadan.
O'na tam inan
Yarattı Allâh
Yerleri, göğü
Yeri kıldı beşik
Gökleri tavan
Düşürme dilinden
Tesbihle
Zikirle
Hamdla
Şükürle
Yoluna ol kurban
O’nu (c.c.) devamlı an
Vesselâm.
Abdullah Demircioğlu

29 Ekim, 2017

23 Şubat, 2017

26 Ocak, 2022

22 Ekim, 2005

20 Mayıs, 2022

20 Aralık, 2020

04 Ekim, 2018

06 Ekim, 2011